Son yıllarda kitap okuma alışkanlığı çok düşük seviyelere geriledi. Ne yazık ki günümüz teknolojileri ve alışkanlıklarımız odak süremizi inanılmaz kısalttı ve bir kitaba odaklanıp içinde kaybolmak hatta okumak bile büyük bir güç haline geldi.

Tüm bunlara rağmen kitap okumaya başlamak ve bunu alışkanlık haline getirmek isteyenlerdenseniz, bu listemizde yer verdiğimiz kitaplar aklınızı başınızdan alacak! Böyle bir hedef koymak size de eğlenceli geliyorsa, sizin için, hayata bakış açınızı değiştirecek kitap önerilerimizi liste halinde bir araya getirdik.

Aklınızı Başınızdan Alacak 10 Kitap Önerisi

1Şu Bizim Kırılganlığımız – Eugenio Borgna

Kırılgan, kibar, acıyı, hüznü yaşamaya istekli olmak, “zayıf insan” olmak ne yazık ki artık bir eksiklik, bir düzensizlik, bir “eziklik” olarak kabul ediliyor… Hatta bu konuda birbirimize öğüt bile veriyoruz; “Ne kadar kırılgan olduğunu gösterme, seni güçsüz sanırlar.”

Psikiyatri bölümünün başhekimi olan Eugenio Borgina, Milano Üniversitesi Nörolojik Bozukluklar ve Ruhsal Hastalıklar Anabilim Dalı’nda öğretim üyesiydi ve “dünyaya” özgün bir bakış açısı sunduğu çalışmalarıyla öne çıkan yazarlardan biri. zihinsel sorunlar”, hastalıklar ve insanların psikolojisi “Şu bizim kırılganlığımız‘da “zayıf” ve “kırılgan” olmanın aslında ne demek olduğunu ve bizi nasıl iyileştirdiğini anlatıyor.

Kendini güçsüz hisseden ve bunu sırtında bir yük gibi taşıyan; kimseye göstermeden “zayıflığını“ öğrenmek için gizli köşelere saklanan herkesin okuması gereken bir kitap…

2Küçük Yuvarlak Taşlar – Melisa Kesmez

Anne ol, baba ol, evlat ol. Aynı hikayeyi farklı durumlarda yaşayan üç kişinin gözünden okuyup hepsini anlamaya çalışmak ister misiniz?

Küçük Yuvarlak Taşlar, anneliğin yükü altında ezilen bir kadının, annesiz kalan bir çocuğun ve çocuğuna “anne” eksikliğini hissettirmemeye çalışan bir babanın harika hikayesidir. Üç farklı hikaye gibi okuyoruz.

“Anne, baba ya da çocuk” gibi toplumsal baskılarla bastırılan bir karakter ile insan arasındaki dengesizliği anlatan “Küçük Yuvarlak Taşlar“, empati kurmayı destekleyen başarılı bir çalışma.

3Ben Deli miyim? – Hüseyin Rahmi Gürpınar

Edebiyatımızın en değerli isimlerinden Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın hükümeti eleştirmenin yanında cinsellik ve uyuşturucu kullanımı gibi ögeleri açıklıkla anlatması nedeniyle yargılandığı eseri “Ben Deli miyim?”…

Deli olduğunundan şüphelenen ancak bunun kötü bir şey olmadığından neredeyse emin olan Şadan ve onun gamsız arkadaşı Nuri’yle birlikte İstanbul’un karanlık arka sokaklarında ve gizli saklı köşelerinde ahlakı, zekayı, aşkı sorgulayan ‘çılgın’ yolculuklara çıkıyor.

Gürpınar, bu kitap sebebiyle yargılandığı davada kendini “Susmak, Abdülhamit devrinde bu, meşrutiyette bu, cumhuriyette de mi böyle olacak?” diyerek savunmuştu…

4İnsanlığımı Yitirirken – Osamu Dazai

“İnsanlığımı Yitirirken“, asla toplumun bir parçası olamayan ve bunun yükünü omuzlarında hisseden bir karakterin “ölüm yolculuğu”nun hikayesidir.

Çocukluğundan beri kendisini “bir utanç kaynağı, bir hayal kırıklığı kahramanı” olarak gören aristokrat bir çocuk olan Oba Yozo, savaş sonrası Japonya’nın tam bir haritasını çizerken, utançla dolu hissettiği hayatını tüm detaylarıyla anlatıyor. Bu harita aynı zamanda toplumların nasıl yalnızlaştığını ve “birey olmanın” nasıl bir açmaza çekildiğini de çok iyi açıklıyor.

Japon edebiyatının en önemli isimlerinden Osamu Dazai’nin kendi hayatından da izler taşıyan “İnsanlığımı Yitirirken”, yazarın intiharından önce tamamladığı başyapıtı.

5Herkes Yalnız Ölür – Hans Fallada

Yanlış tarafta olmak, sonsuza kadar yanlış tarafta olmamız gerektiği anlamına gelmez. Bazı hatalardan dönmek için asla geç değildir.

Nazi Almanyası’nın Berlin’inde sıradan bir hayat yaşayan evli çift Otto ve Anna Quangel, Hitler’e ve onun “mücadelesine” destek veren bir ailenin anne ve babasıyken, oğullarının Berlin’de olduğu ve savaşırken öldüğü haberini almalarıyla hayata bakışları tamamen değişir. Artık odak noktası Hitler rejiminin düşüşü. Ellerinde kartpostallar ve sokakta infaz tehdidi ile amaçları için savaşmaya başlarlar…

6İntihar – Edouard Leve

Edebiyat tarihinin en garip yönlerinden biri intihardır. İntihar eden yazar ve şairler intiharın psikolojisini yaşam ve ölüm döngüsü üzerinden sorgulayan sayısız roman, öykü ve şiir. Yaşamanın ne demek olduğunu açıklamanın ve anlamanın en ilginç yollarından biri.

Hayatında gayet iyi görünen zengin ve sosyal açıdan iyi durumda olan bir adam neden sıradan bir günde, sıradan bir anda birdenbire intihar eder?

Kitabın ilginç detayı, eseri intihar eden bir arkadaşına yazdığı bir mektup olarak kurgulayan ve yayıncıya tesliminden 10 gün sonra benzer şekilde kendini öldüren yazarın yolculuğu… Bahara yeni bir başlangıç ​​yapmak için aşılması gereken umutsuzluk duygusunu iyileştirecek bir kitap. ..

7Riske Övgü – Anne Dufourmantelle

Modern dünyanın büyük bir nüfusu için hayatın her günü güvenli, rahat ve risksizdir. Üstelik bu sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojiktir.

Ancak aslında bu “güvenli, risksiz, garantici” yaşam tarzı giderek insan doğasıyla bağdaşmaz hale gelmektedir. Riske Övgü, risk almanın gerçekte ne anlama geldiğini, hayatımızdaki yerini ve hayatın “sıradan sorunları” ile risk alma arasındaki bağlantıyı sorgulayan harika bir çalışma.

Fransız filozof ve psikanalist Anne Dufourmantelle, özellikle de bir psikanalist olarak hayatı boyunca karşılaştığı sayısız vaka örneği üzerinden bize ‘risk almayı’ hatırlatıyor.

8Buraya Kısıldık Sanırım – Aslı Akarsakarya

Kim olursak olalım, hepimizin farklı varoluşsal soruları ve acıları var. Buraya Kısıldık Sanırım bence sıradan insanların sıradan hayatında cevabını bulamadığımız o acıları ve soruları aktarmak için yazılmış başarılı bir eser.

18 farklı hikayeden oluşan ve her karakterde kendimizden bir şeyler bulabileceğimiz kitap, bizi bilmeden sıradanlık, toplumun etiketleri, beklentiler, geçmiş, gelecek ve geçmişten günümüze rollerle anlatılıyor.

9Pitsim Garı – Gürkan Kadıoğlu

Tamamen bitkin, sanatı, müziği ve duyguları tamamen unutmuş, yaşayan ve canı hiçbir şey istemeyen insanların yaşadığı, mevsimlerin olmadığı ve zamanın çok hızlı akıp gittiği bir gezegen; Büyük dünya.

Bu tanıdık gezegenin insanları bir gün uzayın derinliklerinde başka bir gezegen keşfederler; Küçük dünya! Bu yeni ve umut dolu gezegeni ziyaret etmek için, kötünün iyisi 8 duygusal insan seçilir ve Pitsim Garın’da Küçük Dünya’ya doğru yola koyulur.

Bu gezegene yaptığı yolculuk aynı zamanda zamanda bir tür yolculuk haline gelir. Eğlenceli, esprili bir dille yazılmış bir “distopya” olan Pitsim Garı, yazın enerjisine yakışır absürd ve eğlenceli bir roman.

10Göğü Delen Adam – Erich Scheurmann

Bugün sokakta yürürken karşılaştığınız ve çok sıradan olduğu için farkına bile varmadığınız onca şey, doğada yaşayan ve “medeniyet” dediğimiz şeyden oldukça uzak bir insana nasıl görünürdü?

Bir Samoalı’nın modern dünyaya ve “uygar insana” bakışını çarpıcı bir dil ve gerçeklikle aktaran Göğü Delen Adam, yazar Erich Scheurmann’ın Samoalı bir arkadaşının yorumlarını aktardığı bir eser.

”Gazete bütün insanları tek bir kafa haline getirmeye çalışır. Benim kafama, benim düşünceme karşı savaşır. Tüm insanların kafasını ve düşüncesini ele geçirmeye çalışır. Bunu becerir de.”